5 Mart 2013 Salı

Bir adamın kuçuk hikayesi 1

Tek çocuktu .Huysuz ve titiz anası ile geçti butun omru taa olene dek..babası yıllar once anasını boşamış,o daha ufacık bir çocuk iken ,ikinci evliligini yapmış ve çoluk çocuga karışmıştı...akrabaların yardımı ile anca ortaokulu bitirmiş ve evi geçindirmek için bir manifaturacı dukkanına çırak verilmiş ki veriliş o veriliş ....Anasının o yaşta sırtına giydirdigi ceketi ve kravatı ,arada degişsede olene dek sırtından hiç çıkmadı.Halide teyze bir daha hiç evlenmedi,oysa akça pakça guzelce bir kadındı,dedikodu ve herkesi çekiştirmekle geçirdi butun omrunu..Yok efendim,ayşe hanım ,misafirlikte su ikram ederken bardak altına dantel ortu koymamış!!!sabiha hanımların misafire verecek dogru durust bir guzel terlikleri yokmuş,kim evlenmiş kim kaçmış ,kim ayılmış kim bayılmış.Omru hep başka aileleri gozleyerek ,burun kıvırarak ve ogluna saplantılı bir tutku ile baglı olarak geçti,gitti..Oglu ise gunduzleri kadınlara etekliklik,bluzluk ,dantel ,kumaşları begendirmeye çalıştı durdu.
Hayatta iki keyfi oldu sadece,biri turk sanat muzigi cemiyetinde haftada iki gun şarkı soylemek,digeri ise iki kadeh atıp sigarasını tutturmek...Her gece anasının yalnızlıgı ile dolu o eve gitti ve her ikisi de kendi yalnızlıklarında esir ,kendi renksiz duşlerinde uyudular....yıllar sonra ,anasının da onayını alarak yaptıgı evlilik bir yıl bile dolmadan boşanmayla sona erdi!!gelin hanım bu dırdırcı kayınvalide ile aynı evde oturmaktan hiç hoşlanmamış olsa gerek...Yine anası,yine kumaş topları,yine yalnızlık...eprimiş koltuklu evlerinde ,anası ,ile geçirilen sessiz yıllar..Babasından pek soz etmezdi,kırk yılda bir ,bayramlarda el opmeye gittigini bilirdik babası uvey anası ,kardeşleri ,mutluydular ,ona uzak bir akraba gibi davranırlar ,çok oturmasından tedirgin olup bir an once gitmesini beklerlerdi.
Kumaşcı dukkanında onu gorup begenen ,kız kurusu geçkince asabi bir ogretmen ile yaptı ikinci evliligini...
maalesef bu gelin de ,anasının herşeye kulp takan mızmız halinden çabuk usandı,altı ay sonra sessizce boşandılar.
Bıkmış usanmıştı artık,kumaşcıdan,anasından bu kuçuk kasabadan...anasının gozyaşlarına aldırmadan çekti gitti İstanbula...Bu kez kumaş fabrikalarının birinde muhasebe tutmaya başladı ,kazancı zaten azdı,yarısını anasına yollayıp,aksaraydaki  fakir ucuz bekar otellerinde yıllarca bir başına yaşadı.
Aynı paltoyu yıllarca sırtından çıkarmadı,çorabını gomlegini lavaboda eliyle yıkadı kuruttu sabaha tekrar giydi.
Anasın dan uzak olmanın getirdigi ozgurluk duygusu ,fakirlige dahi degiyordu bunu anladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder