30 Kasım 2012 Cuma

depresyon kusma torbası!!

Hepimizin var oyle torbaları.en kolayından kocamız ,karımız ,arkadaşımız ,çocugumuz,var.nasıl etkileneceklerini hiç duşunmeden ,kusu kusuveririz ustlerine..kendimizle birlikte onlarında ustu başı yuregi ,kusmuk içinde kalır.utanmadan aglar zırlarız,suç hep başkalarındadır çunki!!kurbanlık koyun sanırız kendimizi,saçma sapan insanlara kurban oldugumuzu,hemde gonullu!!!unutur da bir de onları suçlarız durmadan.kimseler bizi anlamamıştır,ah!!aslında biz ne iyi bir insanızdır,merhametli,fedakar vicdanlı,her turlu erdeme sahip ,kimseler bilmemiştir kıymetimizi.Ulen !!once bi soyun dokun çırılçıplak halinle geç karşısına aynanın.once porsumuş gogsun ,oduna donuşmuş belin,sallanmış gobegin ,gozlerin....ahhhh!!gozlerin...bunca gormuş geçirmişlige ragmen,hala bir çocuk masumiyetinde bakan gozlerine ,bak ,hayretle.Kim bu aynadan bana bakan zavallı?kim bu kendini yerlerde surukleyen aptal?ben kimim?kim oldugumu sanıyorum?hayır acıma kendine!!kolaya kaçma,butun kuçuk hesapların sahibi,kendini ona buna begendirme meraklısı,oyle bişey yokmu??sen oyle san!!sacını supurgeler edip ,ahh!!çok fedakar kadınım çokkk!!hiç de fedakar degilsin.sadece fedakarlıgın prim yaptıgını,koşu koşu vermelerin ,silip supurmelerin,on dakikada masa donatmaların,çiş torbası dokmelerin,kan ter içinde,bi koşu gidip askılı elbise giymelerin,masaya kurulup ovgu beklemelerin!!yok oyle bişey mi dedin??var,var,iyice bi yokla bakalım içindeki çoplugu,eşele eşele,ordadır o.BULDUN demi,iyi ,tamam gule gule kullan ,iyi gunlerde giy,sırtında paralansın!!!aglama!!!hiç bosuna,aglama.kapat şimdi kendini içine.geç iliş bi koşeye içinde...ortalık çokmu dagınık?ne bekliyordun acaba?gul bahçesi?koşan oynayan mutlu bir kız çocugu?elele gezen aşıklar?çok komiksin dogrusu!!!bak şimdi içinin o çorak ,o dikenler kaplamış,iltihaplı çiçekler boy vermiş,bahçesine....biliyorum kolay degil işin...ama başlamak bitirmenin yarısı demiş ,birileri vaktiyle..ne duruyorsun BAŞLA!!!!!!!

29 Kasım 2012 Perşembe

Acun ılıcalının kuaforu part2

Eminmisiniz?evet çok emindir!!eh tamam o halde..Hanımefendi çok isabetli bir karar vermişdir ona gore!!makas şıkır şıkır işlerken,BEBEK semtinde yetişdigini ,meşhur şahenk lerin !!!!annelerinin kuaforu oldugunu!!!bakın madalyalarıda vardır duvarda!!!çeşitli yarışmalarda birincilikleri oldugunu(bakılır fakat rengi solmuş toz içinde soluk kurdeleli,madalya bu mu?evet odur işte!!!!)anlatırken keyifle ?bizi ilk kez gordugunu?aaa kızınız bogaziçindemi okuyor?ee iyi okul oldugunu fakat semti bozdugunu!!!!!allah muhafaza dikkat etmem gerektigini!!neden mi?eh tanıdıgı bir kız ogrencinin ,ustelik matematik bolumunden,kendini çok bozdugunu ,esrar eroin!!evlerdek uzak bedenini bile sattıgını!!!!hatta geçen yıl losemiden kaybettigi kızına (burada baş saglıgı dilenir)uzgun ama gevezedir!!!matematik dersi verdigini!!!!yan koltukda saç boyayan elemana sorulur bu arada,yav adı neydi kızın?evet şu dur..TABİİ Kİ siz aydın bir hanıma benzemektesinizdir!!!!!!!evet yani ,sanırım...izmirlimisiniz?????hah hah hah aaaaaaa!!!bayılır izmire cumhuriyet mitingleri ,belediye başkanı aziz kocaogluna yapılan haksızlıklar,ŞEY LUTFEN FAZLA KISALTMAYIN!!!!!merak etmeyesiniz,şahane bir kesim olmaktadır!!!Son 29 ekimde Ankara dadır tabii hiç kaçırırmı?tv lerde gosterilmedi evet haklısınız!!!!sallayın saçınızı!!!bittimi?hayır !!!daha degil!!!kolay degildir bu modeli kesmek,ama ona guvenebilirm!!!(tanrım yardım et!!!!)Acun ılıcalı onu çok sever!!!evet evet yarışma hazırlayan adam!!!en son ona 20 bin tl iş yapmıştır!!!!tebrik edilir!!fakat komik bulmamaktadır acun onu!!!!yoksa yarışmada bir show planı vardır tabii!!!(Bİ SUSSS!!)bitiyormu?az kalmıştır ,fon yapılmalı yoksa model gostermez kendini!!!yapın o halde..35 yıldır gorulmeyen bir tarz da fon çekilir !!!biraz krepe ister ama !!hava nemlidir çunki..aslında hafif bir perma ?evet çok rahat edilir ,ustelik sudan ucuzdur?ne kadar?aydın ve cumhuriyetçi bir hanım oldugum için !!!!!!!!!!!!sadece 80 tl!!!tabii tabii duşunun!!!ve beklenen son..............BERNA LAÇİN degilim !!!ama bu saç o saçmı ?kesinlikle degil !!peki kime benzemekteyim şu anda?ZEKİ MUREN mi?!!yok degil...daha çok 7o lerdeki MUAZZEZ ABACI!!!!huzun duş kırıklıgı ,tiftilmiş saçlarla teşekkurler...

Acun ılıcalının kuaforu!!!!!!!!!!!!!!

İyi kuaforlerin semti degil burası.İyi ablaların!!zengin çıtırların fink attıgı berberler ,bir km kadar ileriden başlıyor..İki semt arasındaki derin uçurum şaşkınlık veriyor insana..ustelik dipdibe burun buruna iki farklı hayat yaşanıyor burada.Peki ben hangi kısımda yaşıyorum sizce??evvet!!dogru tahmin.Araştırmalarım sonucunda en yakın olan kadın berberi ,bogaziçi universitesinin bahçe duvarına  ,orta boy bir pankart asmış bulunan,TUGÇE BAYAN KUAFORU!!!Salı gunleri halk gunu oldugu ozellikle belirtilmiş bulunmakta!!eh cepte ki para da malumunuz uzre pek iç açıcı degil (genelde oyledir)siz olsanız  ne yapardınız bu durumda ?şimdi gonul MOS kuafore gitmek isterken ,tugçe ye nasıl razı olunur?ee başka çare yoksa,ustelik saçlar sıçan kuyruguna benzemişse...Çaresiz ve bakarsın fena degildir duyguları içinde meşhur tugçe bayan kuaforunden içeri girilir.Kasada oturan şişmanca ,altın kolyeli adama dogru yurunur,,ve sorulur halk gununde saç kesimi ne kadar?şişman adam ,aslında kampanyanın bittigini ama pankartı kaldırmadıklarını soyler pişkince!!!o halde denir?ama size onbeşe yaparız der adam..Artık ok yaydan çıkmıştır ,nemrut suratlı bir kadın tarafından yıkanan saçlarınız(ama saçlarım temizdi )olsun!!bi krem gerektigi belirtilir.başta havlu (havlular temiz ve beyaz )koltuga oturulur..Uzerinde nuh zamanından kalma ajurlu parlak bir kazak ,bej rengi kumaş pantolon (erkek de kumaş pantolon kaldımı yav!!)olan şişman adamın ,altın kostek kolyesi yetmezmiş gibi bir de 70 lerde moda olan altın bir kunye taktıgına dikkat edilir(uzeri yazısız)Allaha sıgınılır artık!!yapacak birşey yoktur..adam afilli bir el hareketle nasıl bir kesim istendigini sorar..NASIL BİR KESİM DUŞUNUYORSUNUZ ?eh en azından siz demeyi biliyor diye duşunurseniz ..Bir kaç derginiz varmı?evet vardır eski pusku uç beş dergi.Aceleyle sayfalara goz atılır,işin kotusu saçlar enseden az uzundur,ustelik kadın ne istedigini bilmemektedir.GELİN TOPUZU !!mor bir tutamı olan çılgın bi model ,olmaz ,orgulu rapunzel ?olmaz,zaten o uzunlukta bi saçda yok ortada..iş kadını saçı kare kut?yok bu hiç olmaz!!bukle bukle şirine bi model?yok artık daha neler!!ustelik saç pırasa kadar duz bir saçdır.Aaaa berna laçin!!!!ne tatlı gulumsuyor ustelik saçları pek hoş gerçi onun saçı yumuşak ve dalgalı ustelik mutlaka bir usta tarafından kesilmiş..EVET İŞTE BU!!!DENİR berbere!!Adam yakından bakar modele..harika der !!!bu saç size on numara gider!!

28 Kasım 2012 Çarşamba

Can sıkıntısının alametleri...

Sigarayı fazlalaştırmak,tad alma duyusunun nikotin tarafından felce ugraması..Sezen aksu şarkıları arasında neşeli bir beste taraması yapma,ve fakat bulamayıp ;SARI ODALAR;şarkısına mum olmak.Sarı odalar da sıkılmak ..sarı odalarda kalan kişi için olumlu pek bişey duşunememek.Sabah saatlerinde gelen huzun nobetleri, gozyaşı dalgaları...Dalgaların bazen tsunamiye donuşecegini hissetmek,bu korku ile zırlamayı derhal kesmek.Aynada gordugun gozlerin şişmiş,gozkapaklarının ise kurbaga gozkapagına donuşmuş olmasına sinir olmak..Agladıgın için kendine kızmak..kendine hiç kızmamak..kızmakla kızmamak arasındaki koprude voltalar atmak..Pek sevdigin muhteşem yuzyılı kotu bulmak..Kuzey guney dizisinde cemre ile kuzeyi pek tatlı bulmak..cemreye uzulmek..kuzeye hem uzulmek hem ofkelenmek..Kızımı uyurken seyretmek...bu kadar çabuk buyumuş olmasına şaşırmak..ona bakarken kalbinin sevgi ile dolup taşması...onu uzdugun için çok uzulmek...onun gonlundeki anne olmayı arzulamak...kitap yazma duşuncesinden korkmak tırsmak...ama şu sıralar en çok sevdigim duygunun ,bir yazar olmak duşuncesinin olması...yazarlıgın bir ruh ve hissetme bir delilik hali oldugunun iyice farkına varmak...butun yazarlara saygı duymak..v.b  ,v.s
















27 Kasım 2012 Salı

Kulkedisinin bavulu..

Bordo ya yakın koyu kırmızı,bir arkadaşın hediyesi.İçindekiler ;uç pantolon,dort uzun kollu penye,kalın bir hırka,eniştenin geçen yılbaşı hediye ettigi hayatındaki ilk sabahlıgı,uç ayakkabı biri spor,biri gorumcesinin artık giymekten sıkılıp ona verdigi kahverengi suet bot(biraz sıkıyor gerçi ama idare eder)pek sevdigi hint işi iki bluz,iç çamaşırları(seksi degil,ev kadını işi)çoraplar,mezura!!!çengelli igne destesi!!eski evinin anahtarı,passiflora şurubu(uykusuzluk sıkıntı için,bi boka yaradıgı soylenemez)voltaren 75 mg agrı sızı için,bulunsun lazım olur.Eski evden alınmış olan tek fotograf..bit kadar kalmış bir avon ruj(bordo)diş fırçası (fırça kısmı eskimiş supurgeye donuşmuş durumda)iki atkı,rayban taklidi bir guneş gozlugu,iki okuma gozlugu(eh !!yaş ilerledi)eski bir gazetenin bulmaca eki(sıkılınca çozulsun diye konmuş sanırım)bir traş bıçagı!!tovbe estafurullah!!bi kaç kolonyalı mendil ,yemek yenilen yerlerden çantaya atılmış olsa gerek.Evet hepsi bu.

Kulkedisinin ruyası..

Soguk bir kasım sabahında,onumde uzayıp giden ,iki yola dogru bakıyorum..Yollardan birini uzunca bir sure yurudum..Bildigim bir yol bu ,eski bir yol..Başlarda sevinçle koştugum yol..yuruye yuruye yoruldugum ,çıkmazlarında kayboldugum,zaman zaman yolumu şaşırdıgım bir yol..Giderek ıssızlaşan,bakımsızlaşan,orasını burasını dikenler sarmış ,yol oldugu uzaktan bakana hiç bir şey ifade etmeyen bir yol..Ozensiz bıkmış tukenmiş yolcuların yolu..Ne vaad ettigi belirsiz ,bir eski zaman yolu..Belki çok ilerde deniz kıyısına çıkma ihtimali yok degil gerçi,ama belki de bir uçurum bekliyor yolun sonunda beni..Ustelik birlikte yurudugum yol arkadaşım ,çoktan vazgeçmiş gorunuyor bu yolu birlikte yurumekten.O gozlerini başka ufuklara başka yollara dikmiş gorunuyor nicedir..Belki o da haklıdır.Zahmetli bir yol ve bıktırıcı maceralar onun da nefesini kesmiş gibi .Her ikimizde çok yorulduk bu yolu birlikte yurumekten.Ayagımıza takılan taşları kaldırıp kaldırıp fırlatıp atmaktan ,yolu açmaktan bitkin duştuk..Diger yol ise hiç bilmedigim bir yol..YALNIZ yuruyecegim artık bu yeni yolda.Giderek  bu yeni yola dogru yaklaştıgımı hissediyorum ..yalnızlık gozumu korkutmuyor degil fakat,artık benden umudunu kesmiş ,başka bir ele tutunmuş ,başka bir eli sevmiş ,hayran olmuş olan,yol arkadaşımın elini bırakma zamanı.Onu ozlemiyecekmiyim hiç?kuşkusuz ozleyecegim..birlikte pek çok maceralarımız oldu kah gulduren kah aglatan..sevindik sımsıkı sarıldık..uzulduk kustuk birbirimize zaman zaman..İyi bir arkadaştı diyebilirim onun için.Gerçi dedigim dedikti hep onun istekleri olsun isterdi,sarımsak sevmezdi,turşu yememe sinir olurdu!!şarkılar soyledik onunla biz..sevdaya dair huzunlu şarkılarda agladık birlikte..Bu uzun yolculukta yalnız bırakmamaya çalıştı beni.korumaya çalıştı.Ve fakat vazgeçti artık beni sevmekten.sever gene sever sevmezmi?ama artık hiç bir zaman eskisi kadar çok sevmez ,bunu biliyorum.

Prensin duşunceleri..

Tikmişim!!!kulkedisini de kraliçesini de !!ulen nedir bu benim başıma gelenler şu fani dunyada?Bir turlu kurtaramadım kendimi insanlara acımaktan.Bana şu guzelim adama kimler acıyacak peki?Ahhh ne kadar ozluyorum ,kulkedisinden kraliçeden hatta ilk sevdigim,çocuklarımın anasından bile ,onceki gunlerimi...Ne kadar şen şakrak ,işinde gucunde,nerde sabah orda akşam ,hesapsız gunlerimi...Sen kalk kardeşim,ailenin evlen de evlen!!!diye tutturmalarına boyun ey..Guzeller guzeli ,upuzun saçlı ,evinde oturmuş koca bekleyen ,dunyadan bi haber ,rapunzel e aşık ol.Sahi ben hanım hanımcık rapunzel e aşık olmuşmuydum yahu?Amannn geçmiş gun ugraşamam şimdi bunu hatırlamakla.Rapunzelin sade dondurma kadar soguk çıkmasına ne demeli peki?insan bi cilve yapar,bi kocacım kocacımmm !!diye boynuna sarılır..Yok kardeşim yok!!rapunzel gençtir guzeldir fakat sanki içi olmuştur..Uzatmayayım olurmu sana dunyalar guzeli iki çocuk..Hadi bakalım buyur burdan yak!!Prens kurtulamayacagını anladıgı bu beraberlikten,rapunzelin bi turlu yataga gelmemelerinden,her gece ozellikle ona ,sarıldıgı zamanlar ,başının agrımasından,yarın olsa olmazmı demelerinden ,baymış durumda.Ahhh!!!eşek kafam ahhh!!

26 Kasım 2012 Pazartesi

Prens hakkındaki varsayımlar..

Bir kere  prens kraliçeden ,kulkedisinden herkesden ,hayattan kendinden,aynalardan,çoluk çocukdan,akrabalarından ,arabasından yani aklımıza gelen ,gelmeyen her turlu şeyden hem sıkılmış,hem bıkmış hemde ,beynini meşgul eden tum bu ıvır zıvır dan nasıl etse de tam anlamı ile kurtulsun şaşırmış.Gerçi son gunlerde hayatına giren kraliçeden henuz tam olarak sıkıldıgını duşunmuyor ,olsa da kulkedisinin her zaman emre amade tavrını aramadıgı soylenemezmiş.Herneyse başından zor bela attıgı kulkedisi,şu aralar duşunecegi son şeymiş.Prens daha çok ,o eski gunlerdeki varlıklı yakışıklı guçlu zengin halini ozlemekle meşgulmuş.Kulkedisi desen zaten başlıbaşına bir ,şanssızlıkmış başına gelen.Hiçte masallardaki gibi çıkmamış bu kulkedisi.Bir kere naletin tekiymiş,evet sevimli sayılırmış ama,ne kadar yetiştirmeye çalışsada sık sık olmadık laflar eder,açık saçık fıkralar anlatır!!zavallı prensi kuçuk duşururmuş sagda solda.Fakat kraliçe oylemiymiş?aslaa!!o doguştan soylu zengin ,eh!!biraz geçkin olsa da ,guzeller guzeliymiş.Gerçi onunda kusurları yok degilmiş,biraz şımarıkmış mesala,herkesin her soyledigine alkış tutmasından olsa gerek ,diye duşunmuş prens.Amma velakin prens ,her ne kadar zengin soylu,guzel sevsede,pek de oyle kraliçe baskısına sinmişligine boyun egecek bir adam da degilmiş,boyle biraz geride durmalar,el etek opmeler her daim gezdirmeler ,tozdurmalar,iltifat etmelere ne kadar dayanacagını henuz kendi bile çozememiş.

İyi insanların azlıgı..

Gerçekten ne kadar yalnız insanlarız bizler..Bakıyorum şoyle etrafıma yanıma yoreme,yok kardeşim yok!!ustelik çocuklarımız var ,ve biz bu dunyada bırakıp gidecegiz birgun onları ,otelere.Kimlere emanet edecegiz onları biz? kim sevecek onları bizim kadar çıkarsız ve yurekten..kime koşacaklar bir dertleri oldugunda bu çocuklar?hangi guzel yurek basacak onları sinelerine çıkarsız?Ne kadar uzuyor bunları duşunmek beni bir anne olarak..O yuzden yalnızca tanrıya emanet edecegim emanetini..Guzel kızımı..tatlı kokulu biricik ve eşsiz varlıgımı..Dilerim pek az uzulsun hayatta ,hiç uzulmesin diyemiyorum çunki gerçekten puşt !bir dunya bu.Peşpeşe kufurler edersem belki biraz rahat ederim ..ama o bile gelmiyor içimden şu anda.

;Turkulerimiz ana sutu gibi candan,ana sutu gibi temiz..

Once sevgili ataturkun en sevdigi ait oldugu bolge ..Rumeli turkuleri...............Sonra caanım Ege turkuleri ,efeler zeybekler Ozay gonlum......................Sıvas ..gine gam yukunun kervanı geldi ,diyor uzaktan...Kırşehir..NEŞET ERTAŞ..Zahidem ..neredesin sen?..............................Karadeniz..koyverdin gittin beni ................Akdeniz .................Cevizin yapragı dal arasında............Guneydogu Anadolu....beyaz giyme soz olur....

Kraliçenin hala canının sıkılması..

Yok olmuyor,ne yaptık ne ettiysek guzel kraliçemiz hala pek sıkkın..Bir ara tavsiyemize uyarak el sanatları kurslarına katıldı ise de işe yaramadı.Yok efendim ugraşamazmış ,oysa iyi kotu bi yetenegi var gibi.Geride ufak bi tepe oluşturacak kadar fazla boyanmış ıvır zıvır kaldı elimizde ,kaldırıp attık sarayın deposuna.Uzun yıllardır yanında çalışıyor olmanın verdigi ozguvenle diyecek oldumki;Guzel kraliçem keşke biraz daha devam etseydiniz şu kurslara?bir anda parlayıverdi.Sıkıldım!!gittigim kursda herkes işçi takımı, ya da emekli ,ustelik ustunde çalıştıkları eserleri canla başla boyuyorlar ,o da yetmezmiş gibi kermeslerde satmaya çalışıyorlar..Oysa ben ?dedi ,sıkılan ruhumu tatmin etmek için ıvır zıvır boyayarak ruhuma masturbasyon yaptırma peşindeyim!!!Ustume iyilik saglık,çok şaşırdım ,hiç boyle uluorta konuşmazdı benim kraliçem.Hani utanmasam gerçek bir emekçi olmadıgı için hayıflandıgını duşunmeye başlıyacagım.Dalgın halinden faydalanarak iyice sokuldum yanına ,dedimki,peki canım kraliçem hani son zamanlarda hayatınıza giren olgun gumuş saçlı yakışıklı prense ne oldu?(ah bu benim merakım bir gun iş açacak başıma)Soguk bir sesle gonderdim onu dedi,ugraşamazmış,ustelik bazı yalanlarını yakalamış,bu da yetmezmiş gibi mali durumu da iyi degilmiş prensin.Luks restoranlara goturme yerine mezattan aldıgı balıgı pişirmeye kalkmış kraliçeme,yanına bi de ufak açarız arsızlıgı ile ustelik.Bi yaşıma daha girdim,gorulmuş duyulmuş bi şey degil yani,sen kalk koskoca kraliçeye(evet çaptan duşmuş ve biraz yaşlanmış olsa da)balık pişir ustune yetmezmiş gibi bi de ufak rakı !!!aç.Ne gunlere kaldık yarabbi!!

Ey benim Murad ına ermiş kardeşim..

sormuş sual eylemişsin ,andropoza girdigimi ve yahut bi turlu girmedigimi nasıl ?anlarım buyurmuşsun.Oncelikle kardeşim çok afedersin ama herşey yolundamı!!yolunda diyorsun.O halde olaya başka bir açıdan bakmamız icap edecek kanısındayım.Şimdi guzel kardeşim ,once buyuk resmi gormekte fayda var,iş var guç yerinde ev şahane evcil hayvan yaşlanmış olsa da hala pek şeker,her şeyden onemlisi akıllı olgun iyi yurekli bir de hanım gorunuyor ortada.Fakat gerçek olan şu ki bir de merak diye bir durum soz konusu oluyor haliyle.(zaten her bir uygunsuz durum bu meraktan gelir başa.tecrubeyle sabittir)MURADının eger varsa ..boylesi bir durum için gerçekleşmemesini diliyorum guzel kardeşim.Yahu yaz bir senaryo gunumuz şenlensin diyorsan eger;oncelikle artık cubbeli Ahmet hoca ya muritmi olursun ?iyi ve kaliteli bir cuppe edinmek şartı ile tabii.Saçı sakalı koyverip elde 90 lık tesbih ile havalara bakarak,mırıl mırıl kenzul arş dualarımı okursun.Ve yahut bir işçi sendikasında işçi hakları ezilen halklar için ugraşan bir aktivist e mi donuşursun?(burada yeşil bir parka ve pazardan alınmış sadidas !!marka bir kot ve che armalı bir penye gerekecektir)Tabii bu arada onceden depresyona girilmiş hatta bi iki tur donulmuş  olması şart gozukmekte.Şimdi diyeceksin ki bu senaryoyu kimse yemez!!VALLA ARTIK O SENİN SORUNUN..Etraf salak kaynamıyor tabii.Ben sadece ufak  bir durum tespitinde bulunmaktayım haddim olmayarak.Naçizane tavsiyem otur oturdugun yerde ..daha sıkı sarıl hanımına ,daha çok okşa başını yaşlı kopegin..Yalnızca ufak ve onemsiz bir merak olarak kalsın içindeki bu mini mini ugursuz duşunce..Saygılar sana ey MURADINA ermiş guzel kardeşim..

Andropoz pozuna cesaret edemeyen erkege tavsiyeler

Şimdi guzel kardeşlerim ,yaşınızı başınızı almış olsanız da içinizde gıpraşıp duran çocugu zor zaptettiginizi gorur gibiyim.En kestirmesinden soyluyorum,o çocuga hiç yuz vermeyin,hatta guzel yuzune gelmiyecek şekilde dikkatlice ve kararında bi guzel dovun onu.Aglayıp zırladıgına hiç bakmayın ,aglar aglar sonunda yorulur o.Atın onune yeni bi oyuncak (en sevdigi şeyleri gozden geçirin,yok yok aklınızdan geçen o hınzır duşunceden uzaklaşın o degil!!o yok bitti unutun onu!!yeni bi araba olur yeni giysi olur hayvanat bahçesinde gezinmek olur.)Yok kardeşim bu beni kesmez!!illede andropoza girecegim diyorsanız tavsiye bu işi ikili bir kombin haline getirmenizdir.DEPRESYON MANİK DEPRESİF ANKSİYİTE panik atak turunden ruhi bunalımlardan bir adet seçin.Hem bu poz işi tavsayınca delirmiştim işte!!!aklım başımdan gitmişti gibi bir bahaneniz hazır olmuş olur.(devam edecek)

Kulkedisinin yeniden kullerin içine duşmesi...

Ahh!!korktugum başıma geldi.pekte guzel sayılmasa da elbiselerim uzerimden uçup gidiverdi.Eprimiş donum sutyenimle(iyisi son zamanlarda çok pahalanmıştı alamaz hale duşmuştum!!)sokak satıcısından 3 liraya aldıgım fanilamla(kulkedisi gunlerinden kalma uşume hainden dolayı vazgeçemedigim) yarı çıplak ve şaşkın oturuyorum şimdi ılık kullerin arasında.Olacagı buydu işte,sen kimm!!prenses olmak kim?sonradan olma prenseslik bu kadar surdu .Bu kadarına bile şukretmen lazım.Allahtan prens biraz safça ve vicdan sahibi idi.Sen kalk koskoca prensi defalarca terket!!başka pirens!!başka çokopirens!!diye tuttur.Prensin buyuk hanımına kafa tut!!gozde olmakla yetinme.Saray kurallarını ihlal et, kafa çek ,prensin ve aile efradının canını sık.İşte boyle fırlatıverirler seni tekrar geldigin yere..Ahh ahhh!!ne yapacagım şimdi ben?nasıl bir çıkış yolu bulacagım ?yeniden bu kullerin arasında nasıl eşinecegim?neyse canım bulucaz bi yolunu artık..kalkayım da şu guzel guvercinleri yemliyeyim azıcık..

Kraliçenin can sıkıntısı ..

Kraliçenin son zamanlarda bayagı canı sıkkın..Onun sadık hizmetkarı olan bizler hemen seslenebilecegi kadar yakın,sıkıntısının acısını bizden çıkarmaması için uzak ve gorunmez olmaya çalışıyoruz.Ah benim guzeller guzeli kraliçem!!yıllardır guzelliginizi bir hırsız gibi gozetler durur bu sadık bendeniz..Eski gunlerde ne kadar da şen şakrak alımlı ve guzelliginden gucunden sarhoş salınırdınız etrafda.Her faninin kaçamadıgı felaket;yaşlılık mı canınızı sıkar oldu?yoksa etinizin porsumesi ,kalçanızın bir dev anasına donuşmesi ,her zaman iri olan goguslerinizin belinize dogru sarkmasımı size sıkıntı veriyor?Son zamanlarda yanınızda peydah olan o olgun ve yakışıklı centilmen sizi mutlu edemedimi yoksa?O her sabah tıpkı çelik bir korse kuşanır gibi kuşandıgınız ,saygınlık umursamazlık her şey yolunda zırhınız delindi de ,oradan acılar irinler kibirler şımarıklıklarınızmı sızar oldu ,benim biricik kraliçem?

Blog yazmak

Aslında uzunca bir suredir duşunup bir turlu eyleme dokemedigim bir şeydi.Yazmak istediklerim duşuncelerim beynimin içinde donup duruyordu.Hayatın sıradan akışı  şehir dışındaki bahçeli eve taşınma saksı boyama çiçek yetiştirme ev hali tv dizileri sıcaklıgını kaybetmiş kucaklaşmalar..Doganın gurbuz ve taze yeşilligi..hep aynı saatte geçen sutçu..O yoreye has siyah beyaz saksagan kuşları..yuruyuşe çıkmalar..ilçe kutuphanesinden uzun uzun araştırıp kitap seçmeler..Artık hayatımdaki en buyuk heyecanın macera ruhunun ;yeni bir kitabın sayfaları arasında dolanmak oldugu...Alışveriş merkezlerinde muşteri heyacanıyla degil de kusur arayan mufettiş edası ile gezinmeler..Mufettişin cebindeki paranın onu azıcık olsun heyecanlandıran bi kaç parça eşyayı almaya yetmemesi))Ucuzluk reyonlarındaki kıyafetler arasında hazine kazan bir arkeolog hali ile dikkatle deşinmeler..modeli fena olmayan fakat rengi kazboku sarısı ile garip bir turuncu arasındaki bluzu alıp almamayı uzun uzun duşunmeler..Ayyyy kendimden sıkıldım!!(DEVAM EDECEK)

25 Kasım 2012 Pazar

Prens Sidharta (BUDHA)

Prens mutlu bir yaşam surmekteymiş.Yeryuzunde acı diye birşeyden habersizmiş;yaşlılık hastalık olum nedir bilmiyormuş.Alnına yazılı gun gelip çattıgında arabasına binmiş sarayın kuzey kapısından dışarı çıkmış.Bir zaman gittikten sonra o gune kadar gordugu hiçbir şeye benzemeyen bir yaratıga rastlamış;beli bukulmuş saçı dokulmuş yuzu buruş buruş bir yaratıkmış bu.Bastonuna dayanarak guçlukle yurumekteymiş.Prens arabacısına sormuş kim bu insan musveddesi diye.Arabacı da demiş ki;Yaşlı adamın biri:yaşarsak hepimiz boyle olacagız.Uzatmayalım prensin kafası karmakarışık olmuş.Tekrar saray dışına çıkınca bu kez cuzzam hastalıgına yakalanmış yuzu gozu yamru yumru bir adam gormuş;insan kılıgından çıkmış olan bu adamın kim oldugunu sormuş.Arabacısı demiş ki;Hasta bir adam yaşarsak hepimiz bir gun boyle olacagız.PRENS tekrar dışarı çıktıgında birilerinin taşımakta oldugu bir adam gormuş.Adam derin bir uykuda gibiymiş yuzu bembeyazmış.Arabacısına sormuş kim bu diye.Arabacı demiş ki ;bu adam olmuş suremiz dolunca hepimiz olecegiz.Prens buyuk bir umutsuzluga duşmuş.Uç korkunç gerçegi ogrenmiş bulunuyormuş artık.YAŞLILIK  HASTALIK OLUM.Saraydan dorduncu kez çıktıgında ise neredeyse çırılçıplak bir adama rastlamış ama adamın yuzunde dingin bir anlatım varmış.Prens adamın kim oldugunu sormuş.demişler ki ;bu adam bir çilecidir;dunyadan elini etegini çekmiş eksiksiz bir mutluluga erişmiştir.O gune kadar gorkemli bir hayat surmuş olan prens de dunyadan elini etegini çekmeye karar vermiş.Fakat BUDA cılıkta çileciligin ancak yaşam denendikten sonra sonra gerekli olabilecegine inanılır.İşe dunyadan elini etegini çekerek başlamak yanlıştır.İnsan yaşamını son damlasına kadar arındırmalı yaşam denen yanılsamayı iyice tanımalı bu yanılsamayı ancak ondan sonra yadsımalıdır.

Yorgunluk..

Ama nasıl bir yorgunluk?agır bir grip hastalıgının içine duşmuş gibi..Kolun kanadın kırıklıgı..ateşler içinde yandıgım bir gecenin sabaha karşı uykuyla uyanıklı arası yorgunlugu.Ateşler içinde yanarken yorganın pikenin yastıgın..vucudunun degdigi heryerin dayanılmaz sıcak boguculugu.Alnında serin bir el hissinin yorgunlugu.iyileşmek istemenin yorgunlugu..gozlerinin içinin dahi ateşlerle yandıgı bir yorgunluk..takatsizlik..insan olmanın insan kalabilmenin o zorlayıcı yorgunlugu..hesaplaşmaların yorgunlugu..adam gibi duşunebilmenin(kolaya kaçmadan)yorgunlugu..herkesin yorgunlugu ..hepimizin yorgunlugu..

Dr.jivago ve terkedilen çocuk...

Onu tanıdıgımda yaşı bayagı ilerlemiş bir kadındı.Tesadufen misafir oldugum evinde  tv de geç vakit başlayan eski bir filme verdi dikkatini ..Sarsılmışa benziyen halini gorunce birşeymi oldu ?diye sordum..Biraz duşundu  sanki birşeyler anlatacaktı fakat tedirgindi.Bu filmi izlemişmiydiniz daha once diye sordu?Evet klasik filmlere meraklıyımdır daha once izlemiştim diye cevap verdim.Sakince kucagında duran yıpranmış elini kaldırarak tv ye dogru uzattı..ben:dedi bu filmi on yaşında terkedilerek evlatlık verildigimin akşamı izlemiştim..Şaşırmıştim ..boyle bir hikayesi oldugunu bilmiyordum.Ne soylemeliyim şu anda diye duşundum sustum.Televizyona çevirdim gozlerimi çarlık rusyasının son ihtişamının geçtigi bir davet veriliyordu filmde o dakikalarda..Eşsiz benzersiz bir huzun taşıyan film muzigi usul usul çalıyordu fonda..AH !!dedi bir anda olsem dahi bu muzigi asla unutmam ..o zamanlar anlayamamıştım fakat meger bu muzik bu huzun butun hayatım boyunca beni takip edecekmiş ..ne garip dedi..On yaşındaki evlatlık çocugun boylesi bir filme hangi akla hizmet goturuldugunu anlıyamamıştım dogrusu.Akdenizin kuçuk ilçelerinden biriydi dedi;O zamanlar kışlar çok sert geçerdi..bende amansız bir burun akıntısına yakalanmıştım hiç durmadan burnum akıyordu bakımsızlıktan olmalı.Kagıt mendillerin olmadı zamanlardı onlar..Annemin oldugu gunlerden kalma bir bez mendile silip duruyordum burnumu ;fakat yıkayan olmadıgı için hem pis kokuyordu mendil hemde sumukten kolalı gibi kıtır kıtır hale gelmişti.Teyzem ile birlikte geldimiz ev ilçenin en zengin evi sayılabilirdi.Zilini çaldıgımız kapının açılması için beklerken buz gibi bir soguk ve yanmış ıslak odunların isli kokusu vardı havada..Sonra merdivenler çok geniş bir salon kocaman koltuklar ..Bizi koltuklara oturtmamaları dikkatimi çekmişti en çok.Evin buyuk kıdemli evlatlıgı tarafından alındıgımız mutfak sıcacıktı çıtır çıtır sesler çıkaran bir buyuk kuzine yanıyordu ortada.Kendini evin hanımı sanan(bizim gibilerin yanında tabii)tıknaz suratsız meymenetsiz genç kız :açmısınız ?diye sordu ..Teyzem yok!dedi .Bir an evvel bırakıp kaçmaya bakıyordu beni.Bir anda bana sarılıp aglamaya başladı.Saçlarını orten çarşafdan ekşi ılık bir koku kalmış burnumda...

Kucugum..Sezen aksu

24 Kasım 2012 Cumartesi

umudunu kaybetme..

Bir yıl once gozyaşları dokerek izledigim o guzel film..Buyuk şehrin yabani bir ormana benzeyen acımasızlıgı içinde işşiz evsiz kalmış zenci bir baba ve onun kocaman gozlu kuçuk oglunun hikayesi.Metro istasyonunun tuvaletinde geçirdikleri o gece..sokakta kalmışlıgı bir masala donuşturerek oglunun umutsuzluga duşmesine mani olan o guzel baba..teki kaybolan ayakkabısı ile gokdelendeki işine koşan baba..evet ..umudunu kaybetme..

Şehirdeki tek iyi insan bir orospuydu.

Hayır demeyi ogrenememişti bir turlu..Tıpki binlerce yıl once çolde yolunu kaybetmiş olan o fahişeye benziyordu..ıpıssız kumların arasında yururken bir başına..nereden çıktıgı belli olmayan sıska bir deri bir kemik kalmış sevgisizlikten açlıktan sususluktan sevgisizlikten gozlerinin feri sonmuş olan o kopege benziyordu.Kadın yavaşca egilip okşadı kopegin başını ve matarasında kalan son bir kaç damla suyu ona sundu.

masum degiliz hiç birimiz...sezen aksu

23 Kasım 2012 Cuma

Seviyesizlik uzerine bir yazı..

Şimdi kişi :zaten yıllar boyunca bir insan hakkında kah dile getirerek kah ima yoluyla  kah içinde saklı tutarak ..basit varoş hatta paçoz !!diye duşundu ise..Ustelik seni ben yetiştirdim diyerek ..Tabii burada once şue  çıkıyor ortaya bir kere hoca iyi degilmiş.İnsan yetiştirme gibi  gerçek bir sanattan ise hakikaten bihabermiş..(yetiştirdigini iddaa ettigi kişilere genel olarak bir goz atılırsa durum daha da iyi anlaşılır duşuncesindeyim)kaldı ki bir kadın eger yalanlarla kurgulanmış bir senaryoya karşı gerçegin ne oldugunu hatırlatmaz ise o kadında durustlukten eser aranmaz.bir kadına ders vermek:yaşamın son çeyreginde gostere gostere anlata anlata sevine sevine  boynuna fularlar baglatıp koluna bileklikler takarak acınası bir gulunçlukle aldatmak sa eger:evet bu gerçek bir hayat dersidir hemde oyle boyle degil ..şimdi seviyeyi tekrar bir sorgulasak diyorum .acaba kimdir gerçek seviyesiz?

Guney amerika edebiyatı..

Bir turlu ısınamadım guney amerikalı yazarlara nedense.Belki bize çok benzedikleri için olabilir.Darbeler ihtillaller  cuntalar azgın diktatorler gozleri yaşlı halklar..Fakat kardeşim meger ben çok onyargılıymışım.Yeni tanıştım JORGE LUİS BORGES ile.Ozellikle buyuk harfle yazdım adını..Sanki bir okyanusa duştum onu okuyunca ..peh !!peh!!peh!!o nasıl bir uslup nasıl bir yorum ..şimdi bu okyanusta merhum jorge babayla ikimiz bir yolculuga çıktık ..ruzgarlar esiyor binbir gece masallarından  ..fırtınanın içine savruluyoruz ilahi komedya ile..moby dick balinası fırlayıveriyor keskin dişleriyle dev gibi dalgalar arasından..sozlerimi onun bir sorusu ile bitiriyorum..Yaşamımı duşumde mi gordum yoksa gerçekmi?

Huzun ki en çok yakışandır bize..

izmirli olmanın dayanılmaz hımbıllıgı.

Bu konuda çok şey var yazacagım..Bugun sadece diyorimki ertelemeler şehridir İZMİR..O yuzden hep gecikmiş kararlar alırız.

Şukur etme hakkında..

Çogumuz Tanrıya şukrederiz..Şukretmek şukran duymak ne de kolay dokuluverir dudaklarımızdan iyi gunde..Oysa butun indirilmiş kitaplar derki;Aslolan iyi gunde degil kotu gunde başınıza bela keder geldigi halde şukretmek tir dogrusu..az once işden eve donerken taaa içimden başıma gelen herşey için Tanrıya şukrettim..HAMDIM PİŞİYORUM ne mutlu bana..

22 Kasım 2012 Perşembe

azgın teke sendromu ikinci evre

Belki çok uyanıktınız ve erkekteki degişimin çabuk farkına vardınız.giderek suslenen puslenen kendine bakar olan eşiniz sizi kuşkulandırmış olabilir.İLK sozunuz ;sana da son gunlerde bir haller oldu hayırdır ?olmuştur tahminim.Tabii bu soru aaaa saçmalama!!ne olacakki sadece son gunlerde kendimi biraz salmış goruyorum olmaz boyle kendimizi bırakmamamız lazım  hem sende biraz kilo versen iyi olacak suratın aydede gibi oldu olabilir.DİKKAT !!ALARM!!SARI İKAZ LAMBASI !!!İlk zamanlar kadın evet der .kendimizi fazla bıraktık iyisimi spora başlayalım saglıklı ve nispeten tatsız beslenelim.Sabahın korunde dagda bayırda koşulmaya başlanır birlikte!!dur bakalım neler olacak?

azgın teke sendromu başlangıç evresi

Başa gelmesi ihtimali yok demeyin boşuna.Kanser olmayıda beklemeyiz ama maalesef bi bakarız test sonuçları negatif çıkıvermişdir.Ben onlemimi alırım kardeşim  emeklilik yıllarımda bir hobi edinirim kilo almamaya gayret ederim her vakit iki dirhem bir çekirdek dolanırım falan da demeyin sakın.Bu musibetin kapıyı ne zaman çalacagı hiç belli olmaz çunki.HA yaşınız seksene falan dayanmışşa ihtimal yok denecek kadar azalır hadi yırttınız!!yok eger elli altmış civarında seyrediyorsanız aman diyeyim bilhassa hanımlar gozlerini dort sekiz açsınlar.
MUTSUZLUĞA YÜZ VERME, ELİNİ VERİRSİN KOLUNU KAPAR

Şimdi efendim;soyunup dokunup uzerime hafif birşeyler alarak giriyorum bloguma..soyunup dokunme halini mecazi anlamda kullanıyorum bittabii.ama şu da varki burada olmak insana plajda bikiniyle dolaşıyormuş gibi biraz tedirgin biraz ayy usturuplu oturayım bi yerlerim gorunmesin duygusu veriyor.Oysa bu yazıları birilerinin okuyabilecegini biliyoruz .Yani hepimizde azıcık bulunan dozunda teşhircilikten keyif alma gibi bir duygu soz konusu.Oncelikle vatana millete hayırlı olsun!!bir ben eksiktim ''haydi arap !!sende gel!! diyorum..Bu blogculuk ne menem birşeydir?gulunurmu aglanırmı yenirmi içilirmi?bir işe yararmı?yararsa neye yarar?yaramazsa neden yaramaz?Ah yaramaz seni gidi çapkın yaramaz!!Valla ben yarasada yazıcam yaram asada..Maksat sadece bana it olan burada;hoşca bir seda bırakmak..sadece kendim duysam bile..(seda ses demektir efendim eski moda kelimelerim için artık kimse kusura bakmasın.Napayım ben eski turk filmi zamanlarının çocuguyum)Belki ilginelip okuyan blog yazarları sıkılanlar çoşanlar eşegini dagdan aşıranlar duz yolda şaşıranlar ayy!!açıp bakayım bu deli gene neler zırvalamış diyenler gerçek dostlar arkadaşlar velhasıl kelam  insanlar azizim insancıklar...okuyu okuyu verirler kimbilir?
Oncelikle blog yazarlıgı konusunda beni yureklendiren hilal ve murad kardeşime tanışmadıgımız halde bana blog açmamda yardımcı olan ilgi hanıma çok teşekkur ediyorum efendim..(bu noktada tıpkı Zeki muren merhum gibi gerdan kırmış bulunmaktayım!!)VE tabi ALLAH a sonsuz şukurler ediyorum saglıklı oldugum için ..canım kızımı bana armagan ettigi için.. Sonra şu an içinde bulundugum kederli ruh halime teşekkur ediyorum ..Beni çoşturdugu duşundurdugu hatta zaman zaman guldurdugu için..ŞİMDİ uzerimde huzunlu bir hal taşımaktayım..omuzlarım kederli sesimin volumu duşuk.Uzun surmeyecegini umuyorum.Çunki başıma ne gelirse gelsin hayatı çook seviyorum.VE Sezen aksu nun şarkısını mırıldanıyorum ;GELSİN HAYAT BİLDİGİ GİBİ..Buyuk yıkımların eger akıllı davranılırsa insan hayatında yepyeni fırsatlara yol açtıgını çok iyi biliyorum.Sarsılmak iyidir a dostlar!!hatta şoyle iyi bir dayak yemek!!bile iyidir.Rahatlar insan bi hafifler oh be!!der..ama bende sıkı uç beş geçirdim ama diye duşunur mor birgozle aynaya bakarken.SIRITIK ve hafif arsızca.