10 Aralık 2012 Pazartesi

Ah İstanbul...

Hep sevdigim ,şehirlerin,buyuk anası..gormuş geçirmiş ,bir eski zaman kadını..Emsali olmayan,şaşalı saltanatlar surmuş,entrikacı ,bizans.Agırbaşlı ve urkutucu osmanlı..Binlerce yıla meydan okuyan kiliseleri,tevazu dolu camiler..sonra guvercinler kanat ,kanat,avlularda..Çıglık çıglıga martılar,açgozlu..Lacivertin en koyusu ,bogaz suları.içinden deniz geçen ender şehir..gecekondular.aşagılanan varoş insanları yıgın yıgın..sabaha karşı otobus durakları..insanlar..insanlar..tıklım tıkış..ekmek parası derdine duşmuş ,insanlıktan çıkmış insanlar.Sonra aklın alamayacagı zenginlikte hayatlar..yalılar..kristal kapı kolları..Bogaz a karşı evlerde,salınan guzel kadınlar..Maddi zenginligin buyusunden gozleri kamaşmış kuçuk insanlar..UNUTULAN TANRI.gerçegin ezici gucunden korkarak,çarşaflara burunmuş kadınlar,sadece ortunmenin beş vakit namazların TANRI ya yaklaştıracagı fikrine tapınan kadınlar.Şalvarlı sakallı otobus şoforleri,ellerinde iphone lar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder